Depresyondan Kurtulma

Gölgem gibi peşimden geliyor tüm olumsuzluklar, kurtulamıyorum...

Depresyon sözcüğünün Latince kökü “ depresus” dur; aşağı doğru bastırmak, çekmek, bitkin gamlı-kederli olmak anlamına gelir. Depresyon, tıbbi terminolojide “ çökkünlük” olarak ifade edilir. Cesareti kırılmış, hüzünlü hissetmek veya üzüntüyü anlatan diğer birçok terim ile tanımlanmaktadır.

Depresyonun var olan semptomları hastadan hastaya değişiklik gösterebilir. Bir hasta da mod düşüklüğü ve ağlayabilir, diğer hasta da gülebilir ve bir şeylerin yanlış gittiğini inkar edebilir. Bazılarının uykusunda ve iştahında arış olabilir. Bazılarında ise insomni ve anoreksiyadan şikâyetçi olabilir.

Depresyon Belirtileri
Depresyon bilişsel, duygusal, davranışsal ve bedensel etkilere sahiptir. Depresyon tanısı koyabilmek için bu belirtilerin en az iki hafta boyunca sürmesi, bu belirtilerin kişinin yaşam işlevselliğini etkilemesi gerekir. Bu belirtilerin sıklığı, şiddeti ve nasıl ortaya çıktığı bireysel farklılıklara göre değişiklik gösterebilir.

Duygusal Belirtiler
Depresyonda yoğun yaşanan duygular; karamsarlık, incinmişlik, çaresizlik, suçlu, kızgın ve en temel duygu ise değersizliktir. Kendisini değersiz hissettiği zaman ona eşlik diğer temel duygularında tetiklenmesine sebep oluyor. Bunlar yetersizlik ve güvensizlik duyularıdır. Geçmişte yaşanan olaylar ve şimdiki duygularla birleşince kendini çıkmazda hissederler. Şema terapi de bu duyguları “ incinmiş çocuk modu” altında çalışıyor.

Düşünce Alanında Belirtiler
Depresyondaysanız tekrarlayan düşünceleriniz “ ben değersizim”, “ sevilmeye laik değilim”, “ çirkinim ve diğerleri gibi çekici değilim”, “ kimse benimle görüşmek istemiyor” buna benzer birçok düşünceler geçebilir. Düşünceler ve duygular çok yoğun birlikte yaşandığında kendini dayanıksız hissettiğinde intihar düşünceleri aktifleşebilir. Özellikle sevdiklerine yük olma düşüncesi ve hayat boş, kimsenin onu sevmeyeceği düşüncesi arttığında yaşamında ki günlük aktivitelerini yerine getirmede zorluk yaşanabilir.

Davranışsal Belirtiler
Kendi iç dünyasına döndüğünden dolayı insanlardan uzaklaşmaya tamamen sosyal izolasyon hayatın içinden kopmaya başlar. Kendini yorgun ve enerjisi düşüklüğü ile günlük ihtiyaçlarını uygulamada zorluk ve ertelemeler çok fazla yaşanmaya başlar. Değersizlik duygusu aktif olduğundan dolayı kişisel bakımları erteleme başlanır. Erteleme, güçsüz ve güvensiz duygularından dolayı hayatın da her konuda kaygılar yaşanmaya başlar. Yeni ve gelecek ile konularda uygulamalarında öğrenme güçleşir.

Bedensel Belirtiler
Uykuya dalmak zorlaşabilir. Gece boyunca uykuda bölünmeler ya da sabaha karşı yorgun bir şekilde uyanma ve tekrar dalamama görülebilir. Tersine, uykuya meyil ve uyku süresinde uzama da olabilir. İştah azalması ve kilo kaybı olabileceği gibi aşırı yemek yeme ihtiyacı da olabilir. Unutkanlık olur. Dikkat bozulabilir. Yeni bir şeyler öğrenmek güçleşir. Enerji düşer, kişi çabuk yorulur. Bitkinlik, bedensel ağrılar, cinsel isteksizlik görüleme ihtimali vardır.

Depresyon Türleri
Tüm depresyon türleri aynı değildir. Aynı zamanda klinik depresyon olarak bilinen majör depresyon ve distimi olarak da bilinen kronik depresyon en yaygın tür olarak görülmektedir. Fakat kendine özgü işaretleri, belirtileri ve tedavisi olan başka depresyon türleri de vardır.

Majör Depresyon
Majör depresyon ( klinik depresyon) tıbbi bir hastalıktır ve özgül bir fizyolojik mekanizması vardır. Belirtileri; en az iki hafta süren; üzüntü, ağlama, boşluk ve umutsuzluk duyguları, ani öfke patlamaları, ve sinirli olma hali, düşük benlik algısı, işlevsellikte bozulma, hobileri ve zevk duyduğu şeylere karşı isteksizlik, uykusuzluk veya çok fazla uyku hali bozuklukları, yorgunluk ve enerji eksikliği, iştah azalma veya artma, yavaş düşünme ve konuşma, vücut hareketleri, düşünme, konsantre olma, karar verme veya hatırlama da sorun yaşama, değersizlik ve suçluluk duygusunun yoğun yaşanması, sık veya tekrarlayan intihar düşünceleri ve intihar girişimleri, sırt ağrısı ve baş ağrıları görülmektedir.

Distimi
Distimi, depresyonun kronikleşmiş bir türüdür. Distimik bozuklukta birey en az iki yıl boyunca depresif semptomları ( günlük aktivitelerden alınan ilgi ve zevkte azalma, düşük özgüven, düşük enerji, uykuda bozulmalar, karar almada güçlük ve çaresizlik duyguları) göstermiş olmalıdır. Bu semptomlar uzun sürelidir ancak majör depresyon kadar ağır olmayabilir. Distimi sürecinde kişiler majör depresyon geçirebilir. Bu duruma bazen ikili depresyon adı da verilir. Ayrıca, distimi tanısı alabilmek için bu iki sene içersin de bireyin manik veya hipomanik atak geçirmemiş olması, belirtilerin tiroid gibi fiziksel bir hastalığa veya alkol/madde kullanımına bağlı olmaması gerekir. Uzun süreler boyunca fark edilmese bile, bireyin kişiliğin bir parçası gibi hissedilmeye başlasa,” ben kendimi bildim bileli böyleyim” dense bile distimi tedavi edilebilir bir bozukluktur.

Atipik Depresyon
Kişi mutlu ve üzgün olduğu anları iki ayrı uçta yaşar. Atipik depresyon yaşayan kişi keyifli durumlar karşısında aşırı mutlu olup, olumsuz durumlarda ise yine aşırı üzülürler. Bu sebepten dolayı özellikle Bipolar Bozukluktan ayırt edilmesi oldukça güçtür. Belirtileri; iştah artması, aşırı uyuma, kilo da artış, libido artış, özellikle kol ve bacaklarda ağırlık hissi, reddedilme ve eleştiriye aşırı duyarlı olma hali gözlemlenir. Kişi de kendini gösteren bu belirtiler, gündelik hayatın getirdiği stres ve yorgunluk ile karıştırılmamalıdır. İntihar riski yüksektir.

Bipolar Bozukluk
İki uçlu bozukluk ( bipolar bozukluk, eski adıyla manik-depresif hastalık) iki ayrı hastalık dönemleriyle karakterize bir ruhsal bozukluktur. Bu hastalık dönemlerinden bir tanesinde taşkınlık (mani), diğerlerinde ise çökkünlük ( depresyon) bulunmaktadır. Birbirlerine zıt gibi görünen bu iki hastalık dönemi yatışma ve alevlenmelerle seyreder. Hastalık dönemleri dışında ise günlük yaşamı kısmen etkileyen kalıntı belirtiler görülmektedir. Mani belirtileri; abartılı düşünceler, ayağı yere basmayan projeler, kendini olduğundan çok fazla yüksekte hissetme, uyku ihtiyacında azalma, sonuçlarını düşünmeden büyük kararlar verme görülmektedir. Depresyon belirtileri; mani dönem aksine çok enerjisiz hissetme, unutkanlık hali, ümitsizlik hissi, hiçbir şeyden zevk alamama, yeme problemleri, yorgunluk, aileden ve yakın çevreden uzaklaşmak, uyku esnasında sık sık uyanmak, kendine zarar verme, intihar düşünceleri yaşanabilir. Sistematik tedavi planı gerektiren ruhsal bozukluktur.

Mevsimsel Depresyon
Mevsimsel afektif bozukluk olarak da adlandırılan mevsimsel depresyon, her sene aynı zamanda oluşur. Yılın sonbahar ve kış aylarında ortaya çıkar ve yılın aynı zamanlarında tekrar eden ve en az iki yıl içinde tekrarlayan bir şekilde ortaya çıkan bir türüdür. Nadir olarak da görülen diğer türü de ise “yaz depresyonu” denir, bahar sonu ve yaz başı başlar ve sonbaharda sona erer.

Postpartum Depresyon
Doğum sonrası başlayan bir duygu durum bozukluğudur. Yeni doğum yapmış bir kadın, birdenbire yepyeni bir kimlikle karşı karşıya kalır ve gerek çocuğuna, gerekse yeni kurulmuş ailesine uyumda güçlük çekebilir. Doğumdan sonra kadının koşulsuz olarak bebeği seveceği, ailesiyle ilgileneceği ve ondan sonra hep mutlu yaşayacağına dair güçlü toplumsal beklentilere maruz kalmak, istenmeyen gebelik, bozuk aile içi ilişkiler, sosyal destek sistemlerinin yoksunluğu, ilgisiz eş faktörü, bağımsız kadın rolünden sorumlu, geleneksel kadın rolüne geçiş gibi kimliğe ilişkin değişiklerin yaşanması postpartum depresyonu tetikleyen nedenler arasındadır. Belirtileri; değersizlik hissi, umutsuzluk, öfke, suçluluk, kontrolsüzce ağlama, yetersizlik hissi, ölüm ve intihar ilgili düşünceler, motivasyon kaybı, cinsel isteksizlik, bebeğe karşı aşırı ilgisizlik ya da endişe, bebeğe zarar verme korkusu gibi semptomlar görülür.

Psikotik Depresyon
Psikotik depresyonda, psikozun sanrılı düşünceleri (halüsinasyon ve hezeyanların ) eşlik ettiği, yoğun suçluluk, günahkarlık duygularının olduğu, psikomotor bozuklukların sıklıkla görüldüğü, gerçeklikten kopmaların olabildiği bir türüdür. Majör türünden genellikle daha şiddetlidir.

Depresyon ve Psikoterapi
Depresyonun tedavisin de etkili ekollerden biri Bilişsel Davranışçı Terapidir. Bu terapi ekolünde kişinin düşünceleri ve duyguların altında yatan temel inançlar çalışılır. Davranışsal ödevlerle danışanın değişim süreci başlar. Sorun çözme becerisi, ilişki kurma ve kendisinin yeniden tanıması sağlanır. Diğer ekol “Şema Terapi” uyumsuz olan şemalar üzerinden çalışmalar başlanır. Bu şemalar araştırmalara göre; karamsarlık, başarısızlık, güvensizlik, dayanıksızlık, değersizlik, terk edilme, bağımlılık, kendini feda ve kusurluluk şemalarıdır. Danışanla birlikte bu şemalar çalışılır ve kişilikte güçlenme başlar. İlaç ve psikoterapi ile kısa zaman da çözüme ulaşılır.