Momento Blog
Mükemmeliyetçilik, hayatın her detayında mükemmeli arayanların ve kusursuzu hedefleyenlerin yanında taşıdıkları bir sırt çantası gibidir. Bu sırt çantası, ihtiyaç duyduğumuz disipli ve motivasyonu sağlıyor gibi görünse de, bazen ilerlemeyi engelleyen, ağır bir yüke dönüşebilir. Peki, mükemmeliyetçilik neden gelişir? Hangi farklı biçimlerde karşımıza çıkar? Bu yazıda, bu soruları derinlemesine inceleyeceğiz. Eğer sık sık elinizden gelenin daha fazlasını yapmanız gerektiğini düşünüyor ve ne kadar çaba harcasanız da yeterli hissedemiyorsanız, bu yazı sizin için farkındalık yaratabilir.
Genellikle başarı ile ilişkilendirilen ve olumlu bir özellik olarak kabul edilen mükemmeliyetçilik, zaman zaman da hedefleri gerçekleştirmede bir engel olarak karşımıza çıkabilir. Mükemmeliyetçilik, duruma engel olan şartları ya da kişinin kendi ihtiyaçlarını pek dikkate almadan; kusursuz bir varış noktası belirlemek veya böyle bir yerin olduğuna inanmakla ilişkilidir. Mükemmeliyetçi standartları kişi kendisi oluşturabileceği gibi, bunları aile veya toplum tarafından da edinebilir. Söz konusu kişiler belirledikleri planlardan herhangi birine uymadıklarında, her şeyin felaketle sonuçlanacağını düşünebilirler ve bu hayatlarını çeşitli açılardan olumsuz etkileyebilir.
Mükemmeliyetçiliğin Çeşitleri
Mükemmeliyetçilik, keskin bir rahatsızlık değil, bir spektrum içerisinde değerlendirilebilecek bir davranış örüntüsüdür. Optimal seviyede deneyimlendiğinde bireye fayda sağlayabilirken, patolojik boyutlara ulaştığında kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Tatmin olabilmek normal mükemmeliyetçilik ile takıntılı, bozukluk haline gelen mükemmeliyetçilik arasındaki ince çizgidir.
• Sağlıklı Mükemmeliyetçilik: Bu tür mükemmeliyetçilik, kişinin kendisini başarılarıyla tanımlamadığı, ancak hayatın belli alanlarında (iş, akademik kariyer, sanat vb.) mükemmeliyetçi özellikler gösterebildiği bir düzeyi ifade eder. Sağlıklı mükemmelliyeçilikte; önemli olan, kişinin şartlarının, güçlü ve zayıf yanlarının farkında olarak gerçekçi beklentilere sahip olmasıdır. Gerçekçi beklentiler, bireyin gelişimini desteklerken, süreçten keyif almasını da sağlar.
• Patolojik/Nevrotik Mükemmeliyetçilik: Bu seviyede, birey için hataya yer yoktur. "Ya hep ya hiç" mantığıyla düşünür ve herhangi bir eksiklik, başarısızlık olarak algılanır. Kişi, mükemmel olmaya o kadar odaklanmıştır ki, hatadan kaçınma ihtiyacı işleri ertelemesine, kaygıya ve sürekli bir tatminsizlik hissine yol açar.
Mükemmeliyetçiliğin Nedenleri
Mükemmeliyetçiliğin başlıca sebeplerinden biri mükemmeliyetçi ebeveynlerin çocuklarını yetiştirme tarzlarıdır. Çocuklarının davranışları ancak kendi zihinlerindeki mükemmele ulaştığında onlara ilgi ve şefkatle yaklaşan bu ebeveynler, çocuklarının çabalarını ve öğrenme süreçlerini yeterince takdir etmezler. Bu nedenle sevilmeyi hak etmediklerini düşünen kişiler, arzuladıkları ilgi ve onayı elde edebilmek için yetişkinlik döneminde de mükemmeliyetçi hedefler belirleyebilirler.
Bazen hayatının bir döneminde yüksek başarılara sahip olmuş ve takdir edilmiş kişiler, bu başarılarını devam ettirmek için üzerinde bir baskı hissedebilir ve mükemmeliyetçi davranabilirler. Çocuğun dünyasın da “belli kriterleri ve standartları karşılandığın da değer göreceği” çarpık bilişini besleyen yanlış bir tutum ve yetişkinlik dönemin de ortaya çıkacak mükemmeliyetçiliğin ilk tohumlarıdır.
Örneğin; lisedeki derslerinden hep iyi notlar almış ve takdir edilmiş bir genç, lise sınavlarından farklı bir dinamiğe sahip üniversite sınavında, kötü puan almasa da, eskisi gibi bir başarı gösteremediği için kendini suçlayabilir ve sevilmeyi hak etmediğini düşünebilir.
Suçluluk duygusundan ve hata yapma korkusundan kaçınmak için içselleştirilen işsel baskılar. Freud, yargılar ve kuralların temsil edildiği bu noktayı “süperego” olarak tanımlar ve süper egosu yüksek olan kişilerin etraflarına yargılayıcı tavırlar gösterdiği ve hatayla karşılaştığında daha yüksek suçluluk hissettikleri belirlenmiştir. Bu durum toplumsal normları içselleştirmenin sonucunda kişinin kendisini ağır şekilde yargılamasına neden olabilir. Bu da mükemmeliyetçiliği besleyen içsel bir kaynaktır.
Bir iş veya eğitim sahasındaki imkanların kısıtlılığı ve rekabetçi davranış da mükemmeliyetçiliği besleyebilir. Örneğin; ücreti yeterli olmayan bir pozisyonda çalışan kişi, kısıtlı bir kontenjanı olan terfiyi alamadığı için kendini başarısızlıkla suçlayabilir.
Sosyal medyanın yaygın kullanımı da mükemmeliyetçi değerler empoze edebilmektedir. Kişilerin daha çok olumlu hayat deneyimlerini ve başarılarını paylaştıkları bu platformlar, yetersizlik duygusuna ve bunu telafi etmek adına mükemmeliyetçi davranışlar geliştirilmesine neden olabilir.
Mükemmeliyetçi Kişilerin Özellikleri
Mükemmeliyetçi beklentiler pek çoğumuzda bulunabilir ve bunların her zaman farkında olmayabiliriz. Bu davranışlara sahipseniz belki siz de mükemmeliyetçi biri olabilirsiniz:
Aşırı Çaba ve Zaman Kaybı: Mükemmeliyetçi kişiler, yaptıkları bir iş onlara göre bir türlü yeterince mükemmel olmadığı için, diğer insanlara oranla aynı işte daha çok ve gereksiz bir çaba ve zaman harcayabilirler. Dolayısıyla sorumluluklarını tamamlayamayabilirler veya yapacakları şeyin asla mükemmel olmayacağını varsayarak sorumluluk almaktan kaçınabilirler.
Sonuç Odaklılık: Sonuç odaklı hareket ettikleri için öğrenme sürecini yeterince verimli geçiremeyebilirler. Ayrıca süreç boyunca harcadıkları çabayı ve emeği görmezden gelip mükemmel sonuca ulaşmayan her şeyi değersizleştirebilirler. Hatta hedefledikleri noktaya ulaşsalar dahi bunu bile başarılarını hafife alırlar. Her zaman daha iyisini yapma ihtiyacı doğuran bir döngüye girilir.
Kendi Kendini Eleştirme: En ufak hata bile büyütülerek algılanır, kişi kendisine karşı yoğun eleştirilerde bulunur. Kusursuzluğu bozan en önemsiz detayları bile hata olarak kabul edebilirler. Örneğin, bu hata, bir sınavdan 100 almak yerine 95 almak olabilir. Hataların, hayat içerisindeki normal durumlar olduğunu; deneyimlerin, insanların bir parçası olduklarını hesaba katamazlar. Bu hata ve başarısızlıkların ihtimali bile mükemmeliyetçi kişilerde çok yoğun bir kaygıya neden olur ve bu kaygı da kişileri hareketsizleştirir. Bu durum, başarısızlık korkusundan dolayı görevlerden ve sosyal hayattan kaçınmayla sonuçlanabilir.
Kontrol İhtiyacı :Her şeyi kontrol altına alarak hataları minimize etmeye çalışmak, esnekliği kaybetmeye ve hayatta kontrollerinin dışında beklenmedik durumlar geliştiğinde uyum sağlamakta zorlanmaya ve dolayısıyla kaygıya neden olur.
Fiziksel Görünüme Karşı Hassasiyet: Mükemmelliyetçi olan bazı kişiler bu özelliklerini fiziksel görünüşleri için de düşünürler. Dış görünüşlerine karşı çok titiz davranabilirler. Bu yüzden ağır diyet veya egzersiz programları uygulayabilirler.
Eğer mükemmeliyetçiliğin hayatınızı nasıl etkilediğini daha iyi anlamak ve bu döngüyü kırmak istiyorsanız, Momento Psikoloji olarak yanınızdayız. Uzman ekibimizle birlikte, mükemmeliyetçiliğin getirdiği kaygı ve tükenmişlik hissiyle başa çıkmanıza yardımcı olabilir, daha dengeli ve tatmin edici bir yaşam sürmeniz için destek sağlayabiliriz.
Uzman Klinik Psikolog Merve TOK KAĞIT
Stajyer Psikolog Sümeyra Zeynep ARI